Antep Fıstığı

Abigem Antep Fıstığı Projesi

Fıstık Projesi, düzenlenen bir toplantı ile 50’ yi aşkın katılımcıya tanıtıldı. Sektör bilgileri, proje amaçları katılımcılara sunulmuş ve HACCP konusunda katılımcılar bilgilendirildi.

Projenin en kapsamlı amacı, fıstık sektörünün bölgeyle olan stratejik bağlantısına ulaşmasına yardımcı olacak bir süreç başlatmak. Proje, buna ek olarak bilinçlilik yaratmayı ve AB’ ye katılma bağlamında Türkiye’ de tanıtılması beklenen denetim gereksinimleriyle uyuşan gıda sağlığı ve güvenlilik standartlarını tanıtmayı amaçlıyor.

Projenin özel amaçları ise;

  • Avrupa’ da seçilen herhangi bir pazara önümüzdeki 2 yıl boyunca 1250 tonluk ek miktarda fıstık ihraç etmek

  • AB tarafından belirlenen maximum aflatoxin seviyesi dahilinde, ihraç edilen fıstığın aflatoxin seviyesini garanti etmek

  • Maximum 15 entegre fıstık işleyicisinde HACCP sertifikası konusunda bilinçlendirmek

  • Gaziantep’ te AB tarafından akredite edilen bir aflatoxin labaratuarı kurmak

  • Fıstık için bir vakum paketleme konusunda firmaları bilinçlendirmek


Fıstığın işlenmesi sırasında gelişen aflatoxin riskini belirlemek için, proje HACCP sertifikası konusunda teknik yardım sağlamayı öngörmektedir. Gaziantep’ teki tüm entegre fıstık işleme tesisleri bu hizmetten yararlanma talebinde bulundular. HACCP uzmanı tarafından gerçekleştirilen ön araştırma ve teknik destek sonucunda, mevcut gıda güvenilirliği riskini gidermek için HACCP sertifikasının uygun olduğu sonucuna varıldı. Fıstık Projesi, Fıstık İşleme Tesislerine web sitesi ve tanıtım sayfaları yolu ile ilan edildi. Proje, 50 katılımcıya sunuldu, 20 Fıstık İşleme Tesisi, HACCP sistemi uygulamalarını kendi tesislerinde gerçekleştirilmesi konusunda talepte bulundu. Başvuruların değerlendirilmesinden sonra, şirketler seçilecek ve HACCP sistemi uygulanacak.


Laboratuar akreditasyonu

Proje, Ticaret Borsası laboratuarının AB akreditasyonuna hazırlığı konusunda yardım sağlayacak. AB tarafından akredite edilmek, AB gümrüğündeki fıstıkla ilgili ve hatta bölgedeki diğer kuru meyve ve fındık ürünleriyle ilgili prosedürleri hızlandırmaya yardımcı olacak. ABIGEM, TS EN ISO 17025 danışmanlık hizmeti için Ticaret Borsası’ na teklif sunmuş ve teklif Ticaret Borsası tarafından kabul edildi.

Projenin faydaları

Proje, daha çok doğrudan doğruya işleyicilere ve tüccarlara fayda sağlayacağı gibi, fıstık üretim zincirinin değişik kademelerine de yardım sağlamayı amaçlıyor. Bunun yanı sıra çiftçiler de projeden faydalanacak. Sonuç olarak fıstık tüketicileri gelişmiş güvenlik ve kalite standartları ile fıstığın keyfine varacaklar.

Proje tamamen ABIGEM’ in kontrolü altında yapılacak. Bölgedeki KOBİ’ler tarafından danışmanlık yabancı bir kavram olarak ele alınmakta ve “görmek,inandırıcılık faktörüdür” görüşü diğer sektörlerde olduğu gibi fıstık sektöründe pazarlama, kalite sistemleri, üretim yönetimi ve lojistik alanlarında danışmanlık hizmetlerine talep yaratacak.

Antep Fıstığı Yağı

Antepfıstığı yağı (Pistachio Oil) yüksek oranda tekli ve çoklu doymamış yağ asitleri içeren, Omega–3 ve Omega–6 yağ asitlerini içerisinde bolca bulunduran hoş kokulu bitkisel bir yağdır. B3, B6, B12 ve A vitaminlerini, Pro–Vitamin B5 (Pantotenik asit) ve tiamin içermektedir. Vücudun karbonhidratı kullanmasına yardımcı olur. Cilt sağlığı için gereklidir. Sinir sisteminin düzenli çalışmasına yardım eder. İştah arttırır, hazmı kolaylaştırır. Metabolizmayı hareketlendirir. B-3 vitaminine en çok ihtiyacı olanlar: Vejetaryenler, süt ürünleri ve kümes hayvanlarını tüketmeyenlerin Antepfıstığı yağı tüketmeleri önerilir. Antepfıstığı yağının kandaki kolesterol seviyesini düşürerek kalp krizi riskini azatlığı belirlenmiştir. Losangeles UCLA Scholl of medicine da yapılan araştırmaya göre vücuttaki yağların yanmasını sağlayarak kilo verdirdiği, kan basıncını düzenlediği, kolesterolü ve trigliseridi düşürdüğü ortaya konmuştur. İçerdiği C vitamini ve rezveratrol sayesinde antioksidan rolü vardır. Bu antioksidanlar sayesinde düzenli olarak kullanımı kalp krizi ve kanser riskini azaltmaktadır.

Dengeli ve sağlıklı beslenmek sağlığımız ve gelişimimiz için çok önemlidir. Tüketilen her besinin vücudumuza çeşitli katkıları vardır. Yalnız bazı besinler vardır ki; diğerlerinden daha besleyicidirler ve metabolizmamızın ihtiyaçlarını daha etkili karşılarlar. Origo Antep fıstığı yağı bunlardan biridir ve barındırdığı vitaminler ve mineraller her derde devadır. Antepfıstığı yağı, kolesterolü düşüren ve bazı kanser tiplerine karşı koruma sağlayan fitosterol bakımından oldukça zengindir. Antepfıstığı yağı içerdiği Na ve K mineralleri sayesinde kanın pıhtılaşmasını ve hücre zarı geçişlerini kolaylaştırır. İçerdiği Fe sayesinde hemoglobin metabolizmasını düzenlerken Mg sayesinde Parkinson hastalığına ve mental depresyona iyi gelmektedir. Zn sayesinde büyümeyi destekler, Al sayesinde kabızlığı engellediği bilinmektedir.

Antepfıstığı yağı insan cildine en hızlı nüfuz eden yağdır. İçerdiği A ve E vitaminleri sayesinde cildin sertleşmesini engelleyip yaşlanma etkilerini geciktirdiği bilinmektedir. İçerdiği B gurubu vitaminler sayesinde deri hastalıklarından ve anemiden cildi koruyucu bir etkisi vardır. Yine Antepfıstığı yağında bulunan Pro–Vitamin B5 (Pantotenik asit) ‘in saç ve saç derisi sağlığı açısından önemi bilinmektedir.

Antepfıstığı yağı bitkisel yağlar içerisinde en lezzetli olanıdır ve tadına doyulmaz. Doğal aroması ile kullanıldığı yemeklerde ve tatlılarda kendini hemen belli eder. Özellikle kırmızı et ve balıkta, salatalarda, soslarda, hamur işlerinde, tatlılarda ve dondurmada kullanılması uygundur.

ANTEPFISTIĞI YAĞININ BİLİNEN BAZI FAYDALARI

  • Kolesterolü ve trigiliseridin düşmesine yardımcı olur.
  • Vücüttaki yağların yakılması sağlar.
  • Kalp krizi riskini azaltır.
  • Kan şekerini düşürür.
  • İçerdiği Pro-Vitamin B5 sayesinde saç dökülmesini azaltır.
  • İçerdiği Antioksidanlar sayesinde kansere karşı koruyucu etkisi vardır.
  • B3 vitamini sayesinde beyin fonksiyonlarının gelişmesine yardımcı olur.
  • Parkinson ve Mental depresyonu engeller.
  • Kabızlığı engeller.
  • İçerdiği zengin E vitamini sayesinde yaşlanma etkilerini geciktirir.
  • Cilde uygulandığında yumuşatıcı ve kırışık önleyici etkisi vardır.
Kaynak: Origo.com.tr

Ülkemizde Ve Diğer Üretici Ülkelerde Antep Fıstığı Karşılaştırmalı Hasat Dönemleri

Ülkemizde Antep Fıstığı hasat zamanın saptanması meyvelerin kendine özgü kabuk rengini almasına, kırmızı kabuğun sert kabuktan ayrılma durumuna ve meyvelerin salkımdan kopma direncine bakılarak yapılmaktadır.

Elle hasat edilen meyveler, sergi yerlerinde ayıklanıp, kurutulmaktadır. Sergi yerleri genellikle Antep Fıstığı bahçelerinin içerisinde olur. Meyveler burada güneşte kurutulur. Uygun hava koşullarında 3-4 günde Antep Fıstık’larının nem oranı % 3-5'e düşmektedir. Kurutma işlemi ürün kalitesini doğrudan etkiler.

ABD/Kaliforniya’da ise meyve kabuk renginin değiştiği, çıtlamanın olduğu, meyve iç ağırlığı ile ham yağ miktarının en iyi durumda olduğu dönem hasat zamanı olarak belirtilmiştir.

ABD’de altı yaşından küçük ağaçlarda hasat elle yapılmakta, ağaç altına örtüler serilip, salkımlar bambu sopalarla çırpılarak yapılmaktadır. Daha yaşlı ağaçlar makineyle hasat edilmektedir. İran ve Suriye’de de hasat ülkemizdeki gibi tamamen elle yapılmaktadır.

Global Antep Fıstığı Piyasası

Dünya fıstık piyasasındaki en güçlü devlet İran’dır. Ancak son yıllarda Birleşik Devletler de üretimini bir hayli artırarak İran’a rakip olabilecek seviyelere yükselmeye başlamıştır. Ülkemiz ise üretimde bu iki ülkenin arkasından 3. sırada yer almasına rağmen, dünya fıstık ticaretinde henüz hedeflenen noktaya ulaşamamıştır.

Türkiye’den dünyaya ne kadar Antep Fıstığı gidiyor?

2005 yılı (Ocak-Aralık) ihracat kayıt değerlerine göre, ülkemizden 55 ülkeye toplam 16.913.057-ABD $ Antep Fıstığı ihracatı olmuştur. Bu ihracatın %92’si kabuklu ve %8’i de iç olarak yapılmıştır. Antep Fıstığı ihracatımızın %64’ü Almanya, İtalya, İsrail ve Birleşik Devletler (ABD) arasında dağılmaktadır.

Almanya %28’lik pay ve 3.892.431-ABD $’ı kabuklu, 833.176-ABD $’ı iç olmak üzere toplam 4.725.607-ABD $ ihracat ile ilk sırada gelmektedir. Almanya, gerek kabuklu ve gerekse iç Antep Fıstığı’nda en önemli alıcı ülkedir. Almanya’yı %13’lük payla İtalya takip etmektedir. İtalya’ya ihracatımız 1.916.743-ABD $’ı kabuklu, 220.496-ABD $’ı iç olmak üzere toplam İtalya’ya toplam 2.137.240-ABD $’dır. İsrail ve Birleşik Devletler sırasıyla %12 ile 3. ve %11 ile 4. sırada yer almaktadır.

Hollanda, Fransa, İspanya, Birleşik Krallık, KKTC ve Belçika diğer önemli alıcı ülkelerdir. Görüldüğü üzere, Antep Fıstığı’nın en önemli alıcıları Avrupa ülkeleri, Birleşik Devletler ve Orta Doğu ülkeleridir.

Antep Fıstığı’nın Depolanmasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Depolamada amaç; küflenme, renk bozukluğu, acılaşma, tat, lezzet ve aroma kaybının önlenmesidir. Depo olarak kullanılacak yerin özellikleri şunlar olmalıdır:

  • Depo serin ve kuru özellikte olmalıdır.
  • Doğrudan güneş ışığı almamalı, nem yapmamalıdır.
  • Depo tabanı su baskınlarına karşı yerden yüksek olmalıdır.
  • Depo üstü tavan ve çatılar akmayı, sızmayı önlemeli, sıcaklık değişmelerinden etkilenmeyi önleyecek şekilde yalıtımlı olmalıdır.
  • Kanalizasyon boruları geçen ve lavabo olan yerler depo olarak kullanılmamalıdır.
  • Depo sıcaklığı 5-10 derece olmalı, depo bağıl neminin % 70’in üzerine çıkmaması sağlanmalıdır.
  • Deponun kapı, pencere ve diğer kısımları bulaşmaları ve zararlı girişini önleyecek şekilde yapılmalıdır.
  • Fıstık konacak depo, çeşitli zararlılara karşı önceden ilaçlanmış ve temizlenmiş olmalıdır. Ayrıca depolarda böcek ve fare girişi engellenmeli ve havalandırma yapılmalıdır.
  • Depo tabanında ızgara bulunmalı, ızgaralar üzerine üst üste 8-9 çuvaldan fazla konulmamalı, istifler arasında boşluk bırakılmalı ve bu çuvallar depo çeperinden en az 10 cm. uzakta tutulmalıdır.
  • Yığın halinde ve çok sayıda çuvalı üst üste koyarak depolama yapılmamalıdır. Özellikle yığın halinde depolamada fıstıklar havasız kalabildiğinden küf gelişmesi için uygun ortam oluşabilmektedir, ayrıca aşırı basınç nedeniyle hücre zarlarının zarar görmesi fıstığın tadını bozmaktadır

Antep Fıstığı Tanıtımı İspanya'da da Yapıldı

10-14 Mart tarihlerinde Barselona’ da Alimentaria 2008 Fuarı’ na katılan Antep Fıstığı Tanıtım Grubu yaklaşık 250 ziyaretçi ağırlarken, 35 ithalatçıyla yüzyüze görüşme yaparak ithalat talepleri elde etti. Çoğunluğunu İspanyolların oluşturduğu ziyaretçi yelpazesinde Fransa, Cezayir, Fas, Almanya ve Güney Amerika ülkeleri de mevcut 15-20 yıl öncesinde Pazar payımızın en yüksek olduğu İspanya’ da, etkili tanıtım ve kaliteli ürünlerle bu pazar payının yeniden yakalanabileceği görüldü.

Antep Fıstığı Nasıl Yetiştirilir

Antep fıstığı lezzetli ve besin değeri oldukça zengin bir yemiştir.Fıstık ağacının meyveleri salkımlar şeklinde ve penbe renklidir.fıstığın geniş bir tüketim alanı vardır.çerez olarak yenildiği gibi tatlılarda ve tuzlu yemeklerde kullanılır.Fıstık,yazları uzun,sıcak ve kurak,kışları nispeten soğuk olan bölgelerde yetişir.Gaziantep ve yöresinde istediği ortamı bulur.Antep fıstığı ağacı bir yıl ürün verdiğinde ertesi yıl daha az ürün verir yada hiç vermez.Fıstık ağacının tepesi basık ve yuvarlak,boyu 6 metre kadardır.



NASIL YETİŞTİRİLİR?

Antep fıstığı ağacının fidesi 7-8 yaşına geldiğinde aşılanır,10-12 yaşına geldiğinde ürün vermeye başlar.Ümrü yaklaşık 150 yıldır.Verimsiz kıraç topraklardada yetişebilir.Budanması ve bakımı zor değildir.İlk budama yapıldıktan sonra her yıl budanması gerekmez;ancak ölü dallar alınıp ağaç biçimlendirilir.Nisan ayında çiçek açan ağacın meyvesi ağustos-eylül aylarında toplanır.Adına cumba (comma)denilen salkımlar halinde bulunan fıstık,ağaç silkelenerek toplanır.Daha sonra cumbalar dala tutundukları kök bölgesinden kırılır.




BOZ FISTIK

Fıstığın tam olgunlaşmadan önceki evresine boz fıstık denir.Dış kabuğu açık sarı renkte olduğu için bu adı alır.Fıstığım içi tam dolgun değildir.Kokusu özel,tadı olgun fıstık içinden farklıdır.Antep baklavası boz fıstık içinden yapılır.Ve kendine özgü lezzetini buradan alır.






AĞAÇTA BOZ FISTIK CUMBASI
Cumba üzerinde pembe renkli olanlar olgun fıstıksarı renkli olanlar ise boz fıstıktır.






MENENGİÇ
Antep fıstığının yabanisine "menengiç" adı verilir.Menenğiç ağaçları aşılanarak Antep fıstığı ağacı elde edilir.Menengicin mercimek büyüklüğünde meyveleri olur.Bu meyveler kavrulup daha sonra öğütülür.Suda kaynatılarak kahve gibi içilir.Yörede bu içeceğe "menengiç kahvesi" adı verilir.Menengicin hemoroidi iyileştirici,nefes açıcı ve öksürük giderici özelliği de vardır.

Antep Fıstığı Kalp Dostu

Baskın düzeyde tekli doymamış yağ asitleri içeren Antep fıstığının, kalp rahatsızlıklarıyla ilişkilendirilen risk faktörlerini indirgemede olumlu sonuçlar gösterdiği bildirildi.

Celal Bayar Üniversitesi Akhisar Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Tokuşoğlu, 'Yeşil Altın: Antep fıstığı Teknolojisi, Kimyası ve Kalite Kontrolü' konulu araştırmasında, Antep fıstığının 'nut' grubu olarak adlandırılan gıdalar arasında önemli yer tuttuğunu ifade etti.

ABD’de tüm ölümlerin yaklaşık yüzde 40’lık dilimine koroner kalp hastalıklarının yol açtığını, koroner kalp hastalıklarının hem erkekler hem kadınlar için ciddi tablolar oluşturduğunu vurgulayan Tokuşoğlu, koroner kalp hastalıklarıyla ilişkilendirilen en ciddi risk faktörünün yüksek kolesterol olduğunu bildirdi.

Tokuşoğlu, diyet ve egzersizle yüksek kolesterolün düşürülmesinin kalp rahatsızlıklarından korunmada etkili olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
'Yüksek kolesterol, kalp rahatsızlıklarıyla ilişkili başlıca risk faktörüdür ve yaklaşık 100 milyon yetişkini etkilemektedir. Sağlıklı bir diyetle ve egzersizle yüksek kolesterolün düşürülebilmesi, düşük kalp rahatsızlıkları riski açısından önemli olmaktadır.

Doymuş yağlarca yüksek olan diyetlerin kalp rahatsızlığı olaylarında artışla ilişkilendirildiği kabul edilmekte iken, son kanıtlar tekli doymamış yağ asitleri ve azalan kalp hastalıkları riski arasında pozitif yönde ilişki olduğunu ortaya koymaktadır.

Antep fıstığını da içine alan kuru yemişlerle yapılan araştırma bulguları, ’nut’ grubu da denilen söz konusu gıdaların tekli doymamış yağ asitlerince zengin olduğunu göstermektedir. Baskın düzeyde doymamış yağ asitleri içeren Antep fıstığı kalp hastalıklarıyla ilişkilendirilen risk faktörlerini indirgiyor.'

Tokuşoğlu, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi, Antep fıstığının de içerisinde yer aldığı ’nut’ grubu kuru yemişlerin ilgili sağlık iddialarını doğrulayıcı açıklamalar yaptığını, bu gıdaların tüketiminin koroner kalp rahatsızlıkları riskini düşürmede rol oynadığını rapor ettiğini belirtti.

Amerikan Kalp Birliği’nin de kalorilerin yüzde 20’sinin tekli doymamış yağ asitlerinden alınmasını, tekli doymamış yağ asitlerinin de zeytin yağı, balık, legume ve kabuklu yemişler (nutlar) aracılığıyla alınmasını önerdiğini vurgulayan Tokuşoğlu, bu diyet tercihinde Antep fıstığının önemli yer tuttuğunu ifade etti.

Tokuşoğlu, kalp sağlığı diyetinde yer alacak kuru yemişlerin hem kalori açısından istenilen skaladaki yağ yüzdesinde kalori almayı hem de doymuş yağlarla yer değiştirmeyi sağlayabilen gıda olarak önerildiğini belirterek bu gıdalar içinde baskın düzeyde tekli doymamış yağ asitleri içermesi dolayısıyla Antep fıstığının önemli yer tuttuğuna işaret etti.

Antep Fıstığının Faydaları

  • Günde 10-12 adet yenilen iç antepfıstığı,vücudun günlük yağ ihtiyacını karşılayabilmektedir.
  • 100 g antepfıstığı vücudun günlük protein,vitamin B1 ve fosfor ihtiyacının %35''ini karşılayabilmektedir.
  • Antepfıstığında kolestrol yoktur Kandaki kolesterol seviyesini düşürür. Kroner kalp hastalığının riskini azaltır.
  • Antep fıstığı protein yönünden 2 kat,fosfor yönünden 4 kat sığır etinden daha üstündür
  • Vitamin E,B ve C komplexince zengindir.
  • Antepfıstığı şeker hastalığında (Diabete Mellitus)kullanılabilir
  • 100 gr antepfıstığında 4.0 gr posa bulunur.Posa miktarı yönünden pirinç, patates ve buğday (0.3 gr) dan daha üstündür
  • İnce bağırsakta glikoz emilimini azaltır ve kan şekerinin yükselmesini önler.
  • Yapısındaki lipitlerin çoğunluğu monounsature yağ asiti içerdiğinden(35 g), kan şekerini yükseltme (Glisemik indx) yönünden buğdaydan daha az riske sahiptir
  • Kalp İçin Antep fıstığı kalp sağlığını korumada önemli bir ilaç vazifesi görür
  • Hastalıktan Sonra Antep fıstığı nekahet dönemlerinde de vücudumuzun dostudur. Bir terkip içinde veya tek başına tüketilen fıstık, nekahet dönemin rahat ve kısa sürmesini sağlar, bünyeyi dirençli hale getirir
  • Akciğer için iyi bir iltihap temizleyicidir. Göğsü yumuşatır, ağrılarını hafifletir, öksürüğün geçmesine yardımcı olur.
  • Antepfıstığından yapıları şurup, balgam söktürücüdür, bronşite de iyi gelir: Bunun için fıstık içi bir havanda içine biraz su konularak ezilir. Sonra içine bir miktar daha su ile şeker katılarak kaynatılır. Böylece hazırlanan şuruptan içilir.
  • Antepfıstığının afrodizyak (cinsel gücü artırıcı) etkileri de vardır: Bunun için fıstık içi bolca yenilir ya da içine fıstık içi katılmış besinler tüketilir.

Antep Fıstığı Japonya ve Suudi Arabistan'da Görücüye Çıktı

Antep Fıstığı Tanıtım Grubu, Japonya'da düzenlenen 'Foodex 2008 Fuarı' ile Suudi Arabistan'ın Riyad şehrinde düzenlenen Jenadriye Festivali'ne katılarak, Türk fıstığının tanıtımını yaptı.

Antep Fıstığı Tanıtım Grubu (AFTG) 11-14 Mart 2008 tarihlerinde Japonya'nın Tokyo kentinde düzenlenen "Foodex Japan 2008 Fuarı'nda açtığı 12 metrekarelik bir standla, Asya kıtasının ve pasifik bölgesinin en büyük gıda fuarı olan Foodex'te Japonya ve çevresinden yaklaşık 80 sektör temsilcisiyle görüşme sağladı. Yapılan görüşmelerin yanı sıra, 30'u aşkın ithalat öncesi talep gerçekleştirildi. AFTG yetkilileri, özellikle yeşil iç ve iç fıstık ürünleri açısından Japonya'nın zengin bir potansiyele sahip olduğunu ve bu pazarın kaçırılmaması gerektiğine dikkat çekti.

AFTG, Riyad'da düzenlenen Jenadriye Festivali'nde de Suudi Arabistan'ın onur konuğuydu. 05-19 Mart 2008 tarihlerinde düzenlenen Jenadriye Festivali'nde, Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Antep Fıstığı Tanıtım Grubu'na Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı tarafından yer tahsis edildi. 2 haftalık festivalde Türk fıstığı Suudi Arabistan'da da etkili bir biçimde tanıtılmış oldu.

Kaynak: CHA

Antep Fıstığı Deyip Geçmeyin

Antep Fıstığı Deyip Geçmeyin
Günde 10-12 adet yenilen iç antepfıstığı, vücudun günlük yağ ihtiyacının karşılanmasına yetiyor. 100 gram antepfıstığı vücudun günlük protein, vitamin B1 ve fosfor ihtiyacını yüzde 35 oranında karşılayabiliyor.

Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Çelik, Anadolu’da Etiler zamanında kültüre alınan antepfıstığının, lezzeti yanında insan sağlığı için faydalı bir ürün olduğunu söyledi.

Ev kadınlarının hazırladıkları tatlı ve pastalara iç ya da öğütülmüş antepfıstığı kullanarak ayrı bir lezzet ve daha güzel bir görünüm kazandırabileceklerine dikkati çeken Ömer Çelik, şunları anlattı:
“Günde 10-12 adet yenilen iç antepfıstığı, vücudun günlük yağ ihtiyacının karşılanmasına yetiyor. 100 gram antepfıstığı vücudun günlük protein, vitamin B1 ve fosfor ihtiyacını yüzde 35 oranında karşılayabiliyor.

Antepfıstığında kolesterol yok. Antepfıstığı kandaki kolesterol seviyesini düşürüyor ve koroner kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltıyor. Antepfıstığı protein yönünden 2 kat, fosfor yönünden 4 kat sığır etinden daha üstün. Antepfıstığı aynı zamanda (E), (B) ve (C) vitaminleri açısından da zengin bir ürün. 100 gram antepfıstığında 4 gram posa bulunuyor. Posa miktarı yönünden pirinç, patates ye buğdaydan daha üstün olan antepfıstığı, ince bağırsakta glikoz emilimini azaltıyor, kan şekerinin yükselmesini önlüyor.”

Çelik, antepfıstığına ilişkin bilimsel araştırmalar arttıkça bu ürünün insan sağlığına olan olumlu etkilerinin sayısının da artacağına inandığını söyledi.
Kaynak: Ntvmsnbc

Organik Antep Fıstığı Yetiştiriciliği

Antepfıstığı (P. vera L.) Güneydoğu Anadolu'ya yerleşen Etiler tarafından kültüre alınmış ve o çağlarda kral sofralarına girmiştir. Antepfıstığı, dünyada kuzey ve güney yarı kürelerinin 30-45° enlemleri arasındaki uygun mikroklimalarda yetişmektedir. Ülkemiz yakın doğu gen merkezi içerisinde yer almaktadır. Son istatistiklere göre antepfıstığı yetiştiriciliği 56 ilimize yayılmıştır. Ancak, üretimimizin yaklaşık % 94'ünü Güneydoğu Anadolu Bölgesi oluşturmaktadır. Bu bölgemiz, antepfıstığının gen merkezi ve ilk kez kültüre alınan yer olması yanında, sahip olduğu kendine özgü ekolojik özellikleri nedeniyle, bu meyve türünün başarılı bir şekilde yetişmesine ve yayılmasına öncülük etmiştir.
Ülkemizde, antep fıstığı yetiştiriciliği çok eski zamanlardan beri yapılmasına rağmen, üretim istenilen seviyede artmamıştır. Bunun nedeni yetiştiriciliğin tamamen kuru koşullarda ve çoğunlukla kıraç, taşlık ve meyilli arazilerde yapılmasıdır. İran ve A.B.D. dışındaki üretici ülkelerde de yetiştirme koşulları Türkiye'dekine benzetmektedir. İran ve A.B.D.’deki yetiştiriciliğin tamamı sulu koşullarda ve verimli taban arazilerde yapılmaktadır.
Antepfıstığı yetiştiriciliği, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ile yeni bir döneme girmektedir. Sulu koşullarda antepfıstığı yetiştirme imkanı doğmaktadır. Mevcut tesisler yanında, yeni kurulacak tesisler de sulanabilecektir.
Antepfıstığı yazları uzun, sıcak, kurak ve kışları nisbeten soğuk olan bölgelerde ekonomik olarak yetişebilmektedir. Toprak isteği yönünden çok toleranslı olmasına rağmen, kullanılan anacın türüne göre farklı istekleri vardır. Öteki meyve türlerinde olduğu gibi antepfıstığı yetiştiriciliğinde de bölgenin sıcaklık, yağış ve toprak durumu iyice incelendikten sonra antepfıstığı bahçesi tesis edilmelidir.

DÖLLENME BİYOLOJİSİ

Antepfıstığı dioik bir meyve türüdür. Erkek ve dişi çiçekleri ayrı ayrı ağaçlar üzerinde bulunur ve tozlanma rüzgarla olur. Öteki sert kabuklu meyvelerde olduğu gibi antepfıstığında da meyvenin yenilen kısmı tohumu olduğundan, meyve eldesi için tozlanma ve döllenme zorunludur. Döllenmeyen çiçekler dökülür veya bunlardan içi boş (fıs) meyveler meydana gelir, dolayısıyla verim doğrudan etkilenir.
Antepfıstığında çiçeklenme zamanının bilinmesi ve bu zamandaki hakim rüzgarın yönün tozlanma için çok önemlidir. Erkek ağaçların bahçeye yerleştirilmesinde hakim rüzgarların esme yönü de dikkate alınmalıdır.
Yabani Pistacia türlerinin aşılanmasıyla bahçe oluşturulacaksa, bu türlerin çiçeklenme durumları göz önünde tutulmalıdır. Pistacia türlerinde çiçeklenme başlangıcı erkenden geçe doğru sırasıyla Pistacia atlantica (Atlantik sakızı), P. palaestina (Filistin sakızı), P.terebinthus (Melengiç), P. vera (Antepfıstığı) ve P. khinjuk (Buttum) şeklinde olmaktadır. Özellikle antepfıstığı, melengiç ve Filistin sakızının çiçeklenmeleri birbirine yakındır. Atlantik sakızının çiçeklenmesi çok erken olduğundan antepfıstığı çeşitlerinin hiç birisi ile uyum sağlayamamaktadır. Bu nedenle bahçemizde atlantik sakızlarının erkeklerini bulundurmamamız gerekmektedir. Filistin sakızı ve melengiç erkekleri Uzun ve Halebi çeşitlerine uygun olmakta, Kırmızı ve Siirt çeşitlerine ise bu türlerin geççi tipleri uygun olabilmektedir. Buttum erkekleri ise Ohadi çeşidi ile uyum sağlamaktadır. Buttum erkeklerinin erkencileri kısmen Kırmızı ve Siirt çeşitleriyle de uyum sağlayabilmektedirler.

BAHÇE TESİSİ

Antepfıstığı yetiştiriciliğinde anaç olarak, P. vera (antepfıstığı çöğürü), P. khinjuk (buttum) ve P. atlantica (atlantik sakızı) kullanılmaktadır. P. terebinthus (melengiç) zayıf anaç özelliği gösterdiğinden, bunlarla bahçe tesis edilmemekte, yabani melengiçler aşılanarak kültüre alınmaktadır.
Bahçede ağaç yerleri işaretlenip, buralarda çukurlar açıldıktan sonra çıplak köklü/tüplü çöğür veya aşılı tüplü fidan dikimi yapılır. Çöğürler yerinde tuttuktan sonra aşılama yapılır. Antepfıstıklarında genellikle sürgün T göz aşıları uygulanmaktadır. Bunun yanında aşılama mevsimini uzatmak ve aynı yıl daha fazla aşı yapabilmek amacı ile durgun göz aşısı, boru aşısı, yonga aşı ve yama aşıda yapılmaktadır.
Antepfıstığında dikim sonbahar veya ilkbaharda yapılabilir. Ancak kışları çok sert geçmeyen yerlerde sonbahar dikimi tercih edilmelidir. Çünkü sonbahar dikiminde bitkilerin arazide tutma şansı artmaktadır. Antepfıstığında dikim, öteki meyve türlerinde olduğu gibidir. Dikim yapılırken 8 veya 11 dişi ağaca 1 erkek ağaç gelecek şekilde ayarlama yapılmalıdır. Erkek ağaçların bahçe içerisindeki yerleri belirlenirken, o yörenin ilkbahardaki hakim rüzgar yönü de göz önünde bulundurulmalıdır.

TOPRAK İŞLEME

Bütün meyve ağaçlarında olduğu gibi antepfıstığında da bol ve kaliteli ürün almak için yıllık bakım işlemlerinin zamanında ve düzenli olarak yapılması gerekir. Bu bakım işlemlerinin başında toprak işleme gelir. Antepfıstığı yetiştiriciliğinin yapıldığı alanlarda, sulama imkanı olmadığı gibi gerek yağışın azlığı ve gerekse kuraklıktan dolayı toprak işleme büyük önem kazanmaktadır. Yapılan hesaplamalara göre antepfıstığında yıllık su tüketimi 750-800 mm arasındadır. Oysa üretimin % 90'ından fazlasının yapıldığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yıllık toplam yağış 250-550 mm arasındadır. Bu koşullar altında ya sulama yapmak ya da yağışla düşen suyu toprakta muhafaza etmek gerekir. Bu amaçla da toprak işleme yapılmalıdır. Antepfıstığında toprak işlemesi zamanında ve gerektiği gibi yapılmadığı taktirde, ağacın vegetatif gelişmesi önemli düzeyde azalır, ürün kaybı meydana gelir, iç meyve randımanı düşer, hastalık ve zararlılara karşı ağacın direnci azalır.

GÜBRELEME

Antepfıstığında düzensiz meyve verme (periyodisite) ve buna bağlı olarak ürün azlığı yetiştiricilikte karşılaşılan önemli sorunların başında gelmektedir. Bitkinin yeterli ve dengeli beslenememesi sonucunda, bitki gelişiminin tam olmaması, verim düşüklüğü ve kalite bozukluğu gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır. Değişik araştırıcılar, antepfıstığında meyve, meyve gözü ve yaprak arasındaki besin kullanma yarışında meyvelerin baskın gelmesi ile tomurcuk ve yaprakların yeterli beslenemedikleri için dökülerek periyodisitenin kaynağını oluşturduğunu, periyodisitenin beslenme ile ilgili olduğunu, gelecek yıl meyve verecek olan tomurcukların (Karagöz) çoğunlukla Temmuz ve Ağustos aylarında döküldüklerini, bu dönemde meyve içinin hızlıca geliştiğini ve meyvenin olgunluğa doğru yöneldiğini; çekirdek ve üreme içgüdüsünün, meyve gözleriyle yarışmasında, meyvenin üstün gelerek karbonhidrat kullanma yarışını kazanması sonucu meyve gözlerinin döküldüğünü belirtmektedirler. Bu nedenle antepfıstığı ağacının, topraktan yada yapraktan beslenmesi zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.
Antepfıstığının azot tüketimi ve topraktan kaldırdığı azot miktarı üzerine yapılan bir çalışmada, yaklaşık 12 kg kuru meyve veren bir ağacın meyveleri tarafından 954 g, yaprakları tarafından ise 151 g azot tüketildiği, yapraklarda %1.8’den daha az azot içerenlerin sararıp döküldüğü, bu değerden daha yüksek azot içerenlerin vegetasyon sonuna kadar dökülmedikleri belirtilmiştir.
Antepfıstığının potasyum ve fosfor noksanlık belirtileri ve giderilmeleri üzerinde yapılan bir çalışmada, potasyum noksanlığında seyrek, küçük yapılı, erken dökülen sarı renkli yaprakların oluştuğu, bu yapraklardaki potasyum düzeyinin % 0.8’den az olduğu, bunlara 3 kg/ağaç KCl verildiğinde sağlıklı duruma gelip, verimin arttığı ve yaprakların K (potasyum) düzeyinin % 1.1-2.2 arasında olduğu belirtilmektedir. Topraktaki fazla kirece bağlı olarak antepfıstığı ağaçlarında demir noksanlığı da görülmektedir.
Antepfıstıklarında kısmen noksanlığı görülen Çinko ile ilgili olarak yapılan bir çalışmada, 2-3 ppm ve daha az Zn (Çinko) içeren yapraklarda noksanlık belirtisi olarak geç uyanma, boğum araları ve yaprakların küçük kalmaları ve kırmızı renkli olmaları gösterilmektedir.
Antepfıstığının besin kapsamlarının belirlenmesi amacıyla Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yapılan çalışmalarda, toprakların organik madde ve fosfor kapsamlarının yetersiz, potasyum içeriğinin kısmen noksan olduğu, bölge topraklarının kireççe zengin ve toprak reaksiyonunun alkali özellikte olduğu; yaprakta ise azot, fosfor ve demir noksanlığına rastlandığı belirtilmektedir.
Antep fıstıklarında en uygun yaprak örneği alım zamanı, meyvelere ben düştüğü dönemdir. Bu zamanda, tüm bahçeyi temsil edecek şekilde, bahçenin yaklaşık 25 ağacından ve her ağacın dört yönünden omuz hizasındaki meyvesiz dalın, yıllık sürgününün ortasındaki yaprağı, günün serin saatlerinde alınarak hemen analize gönderilir.
Kuru koşullarda antepfıstığı yetiştiriciliği için yapraktaki besin sınır değerleri aşağıdaki gibi açıklanmıştır.

Besin Elementleri % Besin Elementleri ppm
Azot (N) 1.80-2.20 Demir (Fe) 43-170
Fosfor (P) 0.06-0.14 Çinko (Zn) 10-25
Potasyum (K) 0.80-1.20 Mangan (Mn) 20-50
Kalsiyum (Ca) 2.20-3.70 Bakır (Cu) 6-90
Magnezyum (Mg) 0.50-0.90 Bor (B) 100-180

Alınan yaprak örneklerinin analiz neticeleri verilen bu sınır değerleriyle karşılaştırılarak, verilecek gübre dozu ortaya çıkarılır.
Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü'nde yapılan bir çalışma; antepfıstıklarında yeterli düzeyde ve zamanında gübrelemenin, meyve gözü dökümünü %38 oranında azalttığını ve verimi %50 oranında artırdığını, meyvelerin irileştiğini, iç meyve randımanının yükseldiğini ve sürgün gelişiminin arttığını ortaya koymuştur.
Antepfıstığının yetiştiği bahçelerin organik madde kapsamları genellikle düşüktür. Organik madde, toprak strüktürünü düzelterek, diğer besin elementlerinin kökler tarafından alınmasını kolaylaştırır. Toprağın su tutma kapasitesini arttırır. Organik madde kaynağı olarak ahır gübresi, mümkünse her yıl kullanılmalıdır. Toprakta %2’den daha az organik madde bulunması halinde, mutlaka organik madde uygulanmalıdır.
Organik antepfıstığı yetiştiriciliği projemizde, deneme parselinden toprak örnekleri 0-30 ve 30-60 cm derinlikten ve yaprak örnekleri de meyveye ben düşme döneminde alınmış ve analiz edilmiştir. Besin maddesi eksikliklerini karşılamak amacıyla ahır gübresi ve yeşil gübre uygulanmıştır. Ağaçların taç izdüşüm kenarına, 25-30 cm derinlikte olmak üzere, her ağaca 100 kg ahır gübresi verilmiştir. Yeşil gübre olarak da dekara 6 kg fiğ ve 6 kg arpa karıştırılarak sıra aralarına ekilmiştir. Nisan ayı sonunda bitkiler çiçeklenmeye başladığında sürülerek toprağa karıştırılmıştır.

BUDAMA

Budama, ağaca şekil vermek, verilen şeklin devamını sağlamak ağaçta fizyolojik dengeyi oluşturarak düzenli bir verim almak ve yaşlanmış ağaçları gençleştirerek bunlardan bir süre daha verim almak amacıyla yapılmaktadır. Budanmadan kendi haline bırakılan antepfıstığı ağaçları, çalımsı, sık dallanan, yere yakın ve makineli tarıma imkan vermeyen bir şekil almaktadır. Pistacia cinsine giren ağaçlar reçineli olduklarından, aşırı dal kesiminden hoşlanmazlar. Bu nedenle ileri dönemlerde kalın dal kesimine meydan vermemek için budamanın fidan devresinde başlatılması gerekmektedir.
Antepfıstığı ağaçlarında budama genel olarak verimli yılın sonunda, yaşlanmış, zayıf gelişen 3-4 yaşlı dal çıkarma ve kuru dal seyreltme şeklinde yapılmaktadır. Bu şekilde yapılan budama ağaçta genç dal gelişimini teşvik etmektedir. Antepfıstıklarında ürün 1 yaşlı dallardan alındığından ağaç sürgün oluşturmaya teşvik edilmelidir. Bunun için mutlaka her yıl düzenli budama yapılmalıdır.

SULAMA

Ülkemizde antepfıstığı yetiştiriciliği kuru koşullarda yapılmaktadır. Ancak GAP projesiyle birlikte sulama gündeme gelmiştir.
Antepfıstığı, genellikle başka kültür bitkilerinin yetiştirilemeyeceği, toprak derinliği az, taşlık, kayalık engebeli alanlarda yetiştirilmektedir. Antepfıstığı ağaçlarının kökleri anacın türüne bağlı olarak 5-6 m derine inebildiğinden, kurağa dayanabilmektedir. Bölgemizde 250-550 mm olan toplam yağışın çoğu, vejetasyon dönemi dışında düşmektedir. Antepfıstığında iyi bir verimin yanısıra, çıtlak oranı yüksek, kaliteli ve dolgun meyve elde edilmesi için sulamanın yapılması zorunludur.
Antepfıstığında görülen periyodisitenin çeşitli teknik önlemlerin yanında sulamayla en aza indirilebileceği belirtilmiştir. Antepfıstığında salma sulama metoduyla yapılan bir çalışmada, sulamanın özellikle normal verim yıllarında meyve miktarını arttırdığı ve periyodisiteyi azalttığı, antepfıstığının verim yılında mevsimlik su tüketiminin ortalama 803 mm olduğu ve sulamada ıslatılması gereken derinliğin 110-150 cm olması gerektiği belirlenmiştir.

HASTALIK VE ZARARLILARLA MÜCADELE

Karazenk Hastalığı (Septoria Pistacina Allesh.)

Antepfıstığı alanlarında görülen ve halen mücadele edilen en önemli hastalıktır. Enfeksiyonlar ilkbaharda nisan sonlarına doğru ve çiçeklerin döllenmesinden sonra, meyveler küçük buğday tanesi büyüklüğüne ulaştığında başlamaktadır. Hastalığın tipik belirtileri daha çok yapraklarda ve kısmen de meyve kabuklarında görülen siyah lekelerdir. Bu lekeler zamanla tüm yaprak yüzeyini kaplayabilir. Ve bu da yaprakların kurumalarına ve zamanından önce dökülmelerine neden olur. Asimilasyon organları zarar gören ağaçlar zayıf düşerler ve meyve içleri gelişemediğinden verim azalır. Yaprak ve meyvelerdeki zarar, ağacı zayıf düşürerek gelecek yıllardaki ürünün azalmasına neden olur. Epidemi yıllarında ağaçlar birkaç yıl ürün vermezler. Yapılan çalışmalarda hastalık şiddetine bağlı olarak üründe %3-100 kayıp olduğu belirlenmiştir.
Sonbaharda hasattan sonra yere dökülen yapraklar hemen toplanıp yok edilmelidir. Bu işlem toplanan yaprakların bir yerde yakılması veya derince gömülmesi şeklinde uygulanmalıdır.
Kimyasal mücadelesinde bakırlı preparatlar kullanılmaktadır. İlk ilaçlama çiçek dökümünden sonra, meyvelerin buğday danesi ile mercimek danesi kadar olduğu dönemde yapılmalıdır. Birinci ilaçlama, sigorta ilaçlaması olup hastalık etmeni görülmeden mutlaka yapılmalıdır. Mayıs ayının yağışlı geçtiği yıllarda birinci ilaçlamadan 15 gün sonra ikinci ilaçlama yapılmalıdır.

Antep fıstığı Zararlıları

Güneydoğu Anadolu Bölgesi antep fıstığı alanlarında bu güne kadar yapılan çalışmalar sonucu 42 adet zararlı böcek ve akar türü belirlenmiştir. Belirlenen türler içinde fıstık beyaz kabuklu biti (Sturaspis pistaciae Lind.), antepfıstığı koşnili (Eulecanium rugulosum sh.), şıralı zenk (İdiocerinus stali Fieb.), antepfıstığı psillidi (Agonoscena pistaciae Burck. and Laut), fıstık karagöz kurdu (Hylesinus vestitus M.R.), fidan dipkurdu (Capnodis spp.), fıstık dal güvesi (Kermania pistaciella Ams.), fıstık gözkurdu (Thaumetopoea solitaria F.), fıstık iç güvesi (Recurvaria pistaciicola Danil.) ve antepfıstığı meyve iç kurdu (Megastigmus pistaciae Walk.) gibi zararlılar ekonomik anlamda zarar yapan ve mücadele edilmesi gereken zararlılar arasındadır.
Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü’nce yürütülen Organik Antepfıstığı Yetiştiriciliği projesi kapsamında, karşılaşılan bazı zararlıların organik mücadelesi konusunda çalışmalar devam etmektedir. Bunlar aşağıda verilmiştir.

Antep fıstığı Dal Güvesi (Kermania pistacella Ams.)

Dal güvesi antepfıstığında bir yıllık sürgünlere zarar vermekte, larvalar sürgün ucundan aşağıya doğru beslenmekte ve dallarda bulunan iletim demetlerine zarar vermektedirler. Zarara uğrayan dallarda yapraklar vaktinden önce dökülmekte, yaprakların dökülmesiyle birlikte meyve ve sürgün gözleri de dökülmektedir. Ayrıca larvalar meyve salkımlarının ucundan aşağıya doğru beslenmekte ve meyvelerin küçük kalmasına, içinin boş olmasına, yani kör cumbaların oluşmasına neden olmaktadırlar.
Dal güvesine karşı Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Bitki Koruma Bölümü, Kanada Simon Phrezer Üniversitesi ve Enstitümüzce ortak yürütülen dal güvesine karşı feromon geliştirilmesi ile ilgili yapılan çalışmada, proje sonucu elde edilen feromon organik antepfıstığı projesi alanına, Meeting Disruption amaçlı granüller şeklinde pülverize edilmiştir. Feromonun kullanıldığı alana ve kullanılmadığı alana feromon tuzakları asılmış, organik tarım alanında tuzaklara yakalanan toplam birey sayısı, uygulamanın yapılmadığı alanda yakalanan birey sayısının ¼’ü kadar olmuştur.
Organik tarım projesi alanında göz kurdu (Thaumetopoea soliteria F.) yumurta paketi ve larvalarına rastlanmamıştır.

Antepfıstığı Pisillidi (Agonoscena spp.)

Nimfleri yaprakta bitki öz suyu ile beslenmekte ve yaprakların sarararak erken dökülmesine sebep olmaktadır. Bunun sonucu olarak gözlerde dökülmeler meydana gelmektedir. Zararlı özellikle yeni kurulan plantasyonlarda daha da büyük zararlar meydana getirmektedir.
Bölgemizde antepfıstığının önemli bir zararlısı olan Antepfıstığı Yaprak Psillasına karşı, 100 litre suya 3 kg arap sabunu ve 1.5 litre mavi ispirto karıştırılarak ağaçlara uygulanmış ve tek uygulamadan olumlu sonuç alınmıştır. Zararlı ile ilgili takibe Mayıs ayının ilk haftasından itibaren başlanmış ve haftalık kontroller yapılmıştır. Yapılan gözlemler sonucu zararlının nimflerine Temmuz ayının başında rastlanmış ve Temmuz ayının sonuna doğru populasyonda artış fazla olduğu için ilk mücadele yapılmıştır. Mücadelede 100 litre suya 2 kg Arap sabunu ve 1 litre Mavi ispirto kullanılmış toplam 2 ton su ile ilaçlama yapılmıştır. İlk mücadelede istenilen sonuç alınamamış bir sonraki hafta ikinci ilaçlama yapılmış 3 kg arap sabununa 1,5 litre mavi ispirto katılarak ilaçlama yapılmıştır. Daha sonra 100 yaprakta yapılan sayımda psylla oranının ekonomik zarar eşiğinin altına düştüğü görülmüştür. Ayrıca 100 lt suya 300 gr 80 WP kükürt uygulamasından da olumlu sonuç alınmıştır.

Campylomma lindbergi

Campylomma nimfleri erken dönemlerde gözler patladıktan sonra çiçek salkımlarında zarar yapmakta ve salkımların soğuktan zarar görmüş gibi dökülmesine neden olmaktadır. Zarar oranını belirlemeye yönelik herhangi bir çalışmaya rastlanmamakla birlikte C. lindbergi’nin ergin populasyon takibinde, erginlerin 15 mayıs tarihinde maksimum düzeye ulaştığı gözlemlenmiştir. Ayrıca psyllanın doğal düşmanı olarak literatürlerde yer almasına karşın psylla çıkış döneminde ve psylla yoğunluğunun ekonomik zarar eşiğine ulaştığı döneme kadar olan zaman dilimi içersinde de C. Lindbergi’ye rastlanmamıştır.

Antepfıstığı Karagöz Kurdu (Hylesinus vestitus)

Antepfıstığı karagöz kurdu, antepfıstığına beslenme zararı ve üreme zararı olmak üzere 2 şekilde zarar vermektedir. Mayıs ayı ortalarında çıkan erginler, bahçelerdeki ağaçlara dağılarak, sürgün ve meyve gözlerinin diplerinde beslenirler. Bu beslenme sonucu oluşan 2-4 cm. uzunluğundaki galeriler dolayısıyla meyve gözleri kurur ve dökülür. Zararlı, bir yıl sonra ürün verebilecek sağlam gözleri tercih eder. Bir ergin, 8-10 karagözü veya birkaç sürgünü tahrip edebilir. Üreme sırasındaki zararı; kışlaktan çıkan erginlerin kurumuş veya kurumaya yüz tutmuş zayıf ağaçların dal ve gövdelerinde, kabuk altlarına bıraktıkları yumurtalardan çıkan genç larvalar, bu ağaçlarda galeri açarak iletim kanallarını tahrip eder ve kurumalarına neden olur. Ayrıca larva ve pupa dönemlerini tamamlayan bireylerin, ergin olduktan sonra kabuğu delerek çıkmasıyla da kabuğun delik deşik bir hal alması sonucu kurumayı hızlandırırlar. Ekolojik tarım kapsamında zararlının üreme davranışını göz önünde bulundurarak budama mevsimi olan ekim ayı sonu kasım ayı ortalarına kadar budama artıklarından tuzak dallar oluşturulmuş ve bahçedeki her 10 ağaçtan bir tanesine bu dallar bırakılmıştır. Nisan ayı başlarında ilk talaş çıkarmanın görüldüğü dönemde toplanan kuru dallar bahçeden uzaklaştırılmıştır.

ANTEP FISTIĞINDA HASAT

Ülkemizde antepfıstığı hasadı elle yapılmaktadır. Hasat dönemi başlamadan ilk önce ağaç altları temizlenir. Toprak bastırılır, bu şekilde yere düşen meyvelerin zarar görmeleri önlenir. Hasat esnasında önce yere düşen meyveler toplanır sonra ağaç altına bez örtüler serilir, üç ayak merdivenler yardımı ile hasat yapılır. Hasat edilen meyvelerin ayıklanıp, kurutulduğu yerlere sergi yerleri denilmektedir.
Ülkemizde hasat edilen meyveler sergi yerlerinde ayıklanıp, kurutulmaktadır. Sergi yerleri genellikle antepfıstığı bahçelerinin içerisinde olur. Meyveler burada güneşte kurutulur. Uygun hava koşullarında 3-4 günde antepfıstıklarının nem oranı % 3-5'e düşmektedir.
Sergi yerlerinde kurutma esnasında, meyvelerin toprakla temasının kesilmesi için kurutulacak fıstıklar mutlaka uygun bir bez üzerine serilmelidir. Kurutma işlemi ürün kalitesini doğrudan etkiler. Sergi yerlerinde kurutmaya alınan antepfıstıklarının, serim kalınlığı 3-5 cm’yi geçmemelidir. İyi ve homojen bir kurutma sağlamak için, yavaşça karıştırma yapılmalıdır. Karıştırma esnasında meyvenin kırmızı kabuğuna zarar verilmemelidir. Kurutulan fıstıklar, eleme ve boylama işlemi yapıldıktan sonra jüt çuvallara konulmalıdır.

Yazan: Zir. Yük. Müh. İzzet AÇAR

Antep Fıstığı Tarım Takvimi

OCAK

- Derin kış sürümü yapılır.
- Fidan çukurları açılır.
- Soğuk olmayan günlerde kuru dallar ayıklanır.
- Gübreleme (Fosfor + potasyum) yapılır.



ŞUBAT

- Hava koşullarına göre fidan sökümü ve dikimi yapılır.
- Kuruyan dallar ayıklanır.
- Aşı hazırlığı yapılır



MART

- Fidan dikilmesine devam edilir.
- Toprak tavına göre yüzeysel toprak işlemesi yapılır.
- Gübreleme (azotlu) yapılır.



NİSAN

- Yabani otlarla mücadele yapılır.
- Toprak tavına göre yüzeysel toprak işlemesi yapılır.



MAYIS

- Kara zenk mücadelesi yapılır.
- Zararlı durumuna göre zirai ilaçlama yapılır.
- Toprak işlemesi yapılır.
- Ay sonunda aşılama yapılmaya başlanır.



HAZİRAN

- Yaprak biti ve kırmızı örümcekle mücadele yapılır.
- Sulama yapılır.
- Aşılamaya devam edilir.



TEMMUZ

- Capnodis mücadelesi yapılır.
- Fidanları güneşten korumak için taşlarla çevrilir (evcik yapılması).
- Sulamaya devam edilir.
- İlk haftaya kadar aşıya devam edilir.
- Ay içerisinde aşı bağları gevşetilir.(15 gün sonra)



AĞUSTOS

- Hastalık ve zararlılarla mücadeleye devam edilir.
- Sulamaya devam edilir.
- Ay sonuna doğru hasada başlanır.



EYLÜL

- Capnodis mücadelesine devam edilir.
- Hasat, kurutma ve depolama yapılır.
- Aşı bağları çözülür ve anaca bağlanır.



EKİM

- Hasattan sonra kuru dallar ayıklanır ve budamaya başlanır.
- Derin toprak işlemesi yapılır.
- Bir yıl önce yapılan aşıların tırnakları kesilir



KASIM

- Karagöz kurdu ile mücadele için budama artıkları 80-10 ağaca bir demet hesabıyla bahçeye bırakılır.
- Bahçe temizliği ve toprak işlemesi yapılır.
- Şekil verilir.
- Budamaya devam edilir.
- Bir yıl önce yapılan aşıların tırnakları kesilir.



ARALIK

- Yanmış çiftlik gübresi ve fosforlu gübre verilir.
- Toprak tavına göre toprak işlemesi yapılır.
- Aşı temizliğinin yapılır.
- Şekil budaması yapılır.


Yazan: İhsan ASLAN

Antep Fıstığı Ağacı Hakkında Bilgiler






1- Ülkemiz öncelikle antep fıstığı gen merkezlerinden birisi ve dünya çapında çok önemli bir konuma sahip.

2- Antepfıstığı ağaç olarak dioik bir bitki..yani erkek çiçekle dişi çiçekler farklı ağaçlar üzerinde bulunuyor..üretimi engelleyen en önemli sorunlardan birisisidir tozlanma problemi..çünkü tozlanmamış=döllenmemiş meyveler boş (=fıs) kalmakta ve bu da verime çok olumsuz etki etmektedir.

3- Gençlik kısırlığı (=verim alınıncaya kadar geçen süre) çok uzun süre devam eden bir bitkidir antepfıstığı..kurak şartlarda bu süre 10-12 yıl sürebilmektedir.(ancak iyi bakım koşullarında (su+gübre+iyi bakım) 5- 6 yılda verim alınmaya başlanabilmektedir) -dolayısıyla antepfıstığı üretimini baz alan bir çiftçi bu süreyi tolere edebilmelidir. Yöresel ifadeyle "antepfıstığı torun için dikilir"

4- Çok yaygın olarak antepfıstığının kurak,susuz ve diğer bitkilerin gelişemeyeceği yerde gelişebildiği bilinmektedir. Kötü şartlarda gerçekten ekonomik olarak verim sağlayabilse de; antepfıstığı sulama, gübreleme vs. gibi ihtiyaçları da vardır ve bu koşullar sağlandığında verim dikkate değer şekilde artmaktadır. Antepfıstığı Araştırma Enstitüsünde yapılan bir çalışmada, sulanarak verimin 3 kata kadar arttığı tespit edilmiştir. İran ve Amerika üretimi sulu koşullarda gerçekleştiriyorlar ve haliyle verim bizden yüksek.

5- Yukarıdan da anlaşılacağı üzere antepfıstığının verime geç yatması ve erkek-dişi ağaçların farklı olması ve yabancı döllenme sorunu, onunla ilgili ıslah programlarının yavaş ilerlemesine neden olmaktadır. Hatta bununla ilgili yapılan çalışmalar 20-30 yılı gerektirebilmektedir. Enstitü bünyesinde bununla ilgili seleksiyon ve ıslah çalışmaları çok uzun yıllar öncesinden başlatılmıştır ve halen devam etmektedir. Ümitvar görülen tipler elde edilmiştir.

6- Dış pazarda ürünümüzün rekabet şansı bana göre her zaman yüksektir. İran ürünlerinde görülen aflatoksin olayı pazarı değiştirse de, kendi ürünümüzün aroması bence çoğu yerde tercih unsuru.Elbette albeni yönünden bazı sorunlar olsa da, en büyük problem ülkemizdeki çeşitlerin çıtlak aralığının düşük olmasıdır. Ama tad olarak gerçekten yurtdışı pazarında bir alternatif! (kişisel görüş).

7- Fazla uzun olmaması bakımından sorulara göre cvp vermeye çalışıyorum. Aflatoksin üzerine yapılan çalışmalar var ve bunlar çok çelişki içeriyor.. Kimi araştırıcı var olduğunu, kimisi ise yok olduğunu söylüyor. İşin kontrolü İl Kontrol Laboratuar Müdürlüğünde olduğu için onlara göre bu miktar tolere edilebilir düzeyde.

8- Antepfıstığı nda aflatoksin bulaşıklığı işleme aşamalrında ortaya çıkmaktadır.Malesef işleme teknolojisi ülkemizde ve bölgemizde gelişmemiştir.

9- İşleme konusunda bölgede yürütülen değişik projeler bulunmaktadır. Bununla ilgili işletmelere HACCP konusunda eğitimler verilmekte ve teknoloji geliştirilmeye çalışılmaktadır.

Çok küçük bir detay ama Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nda TAGEM e bağlı bir kurum. Söylendiği şekliyle Tarım İl Müdürlüğüne bağlı değil..

Fazla sıkmamak açısından kısaca bahsetmeye çalıştım antepfıstığı konusunda..Ancak soru ve katkıları bekliyorum ve herkese sevgi-saygılarımı sunuyorum..

Yazan:Kamil SARPKAYA
Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü

Antep Fıstığı Besin Değerleri

Her 100 g için antep fıstığı besin değeri :

Su (%) ............................................. 5.3
Kalori ............................................ 594
Protein (%) .......................................... 19.3
Yağ (%) ............................................... 54
Karbonhidrat (%) ............................... 19
Ham lif (%) .................................... Bilinmiyor

% US RDA' ya göre iz maddeler:

Vitamin A ............................................. 4.6
Thiamin, B1 ........................................ 48
Riboflavin, B2 ....................................... ?
Niacin ................................................. 7.8
Vitamic C ............................................ 0
Calcium ............................................. 16
Phosphorus ....................................... 62
Iron ................................................... 73
Sodium .............................................. ---
Potassium ......................................... 21

Kaynak: http://www.uga.edu/fruit/pistacio.htm

Antep Fıstığı İşleme ve Muhafaza Teknikleri

KAVLATMA

Kavlatma, meyvede kırmızı kabuğun sert kabuktan ayrılarak çıkarılmasıdır. Bu işlem ülkemizde genellikle kurutulma ve depolamadan sonra işleme ve pazarlama öncesi yapılır. ABD ve İran'da kavlatma meyve hasat edildiğinde yaş iken yapılır. Ülkemizde ise bazı küçük üretici işletmelerde taze kavlatma yapılmaktadır. Kavlak Antep fıstıklarının kurutulması ve depolanması daha fazla özen gerektirmektedir. Merkezi Gaziantep'te bulunan güney Doğu Tarım Satış Kooperatifleri Birliği 1993 yılından beri Gaziantep Üniversitesi Makina mühendisliği Fakültesince yapılan kavlatma tesisini kullanmaktadır. Bu yöntemle meyve su ile çok az bir süre, sadece yıkama işlemi sırasında temas etmektedir. Su meyve içine işlemediği için, tüm Antep fıstığı işletmelerinin devlip usulünü bırakıp bu sisteme dönülmesi ürün kalitesi yönünden çok büyük yararlar sağlayacaktır. Kuru kırmızı kabuklu Antep fıstığının işlenmesi beş kısımda oluşmaktadır:

1- Kırmızı kabuğun su veya buharla yumuşatılması.
2- Yumuşayan kabuğun devliplerde veya fiberglas merdanelerde ezilmesi.
3- Ezilen kabukların eleklerde ayrılması.
4- Meyvelerin yıkanarak temizlenmesi.
5- Meyvelerin süratle sıcak hava ile kurutulması.

Kuru kırmızı kabuğun yumuşayıp gevşemesi; su veya buharla sağlanır. Bu ıslatma işlemi mümkün olduğu kadar kısa sürede yapılmalıdır. Kullanılan su temiz, içilecek nitelikte olmalıdır. Isıtma havuzları genellikle betondan yapılmalıdır. İşleme kolaylığı yönünden havuzlar çok derin yapılmamalıdır. Havuz yüksekliği 1-1.5 m, kapasiteleri 2-5 ton arasında değişmektedir. Isıtma süresi 3-5 saat kadardır. Buharlı ıslatma daha kısa süreli olmakta, su iç meyveye geçmeyip, sadece dış kırmızı kabuğu ıslatmaktadır. Bu durumda Antep fıstığı kalitesi yüksek olmaktadır. Islanan Antep fıstıkları dış kabuklarından ayrılması için devliplere verilir. Devlip; bir eksen etrafında dönen ve halk arasında değirmen taşı olarak bilinen yatay ve dikey iki karataştan ibarettir. Devliplerde bir seferde 250 kg. kadar Antep fıstığı konulmaktadır. Islanıp, gevşek yapı arz eden kırmızı kabuk, birisi haraketli iki taş arasında sürtünme yoluyla sıyrılır ve kabuktan ayrılır.Titreşimli eleklerden geçirilerek, kırmızı kabuktan ayrılan meyveler temiz su ile yıkanır ve sıcak hava ile kurutulur. Sıcak hava ile bir iki saat içerisinde %6-7 oransal neme kadar kurutma yapılmaktadır. Daha yüksek nem oranlarında meyveler süratle küflenmekte ve bozulmalar olmaktadır.


ÇITLAMA

Antep fıstığı meyvelerinin kemik kabuklarının boyuna olarak meyvenin olgunlaşma sırasında kendiliğinden veya sonradan mekanik olarak açılmasına çıtlama denir. Çıtlaklık, çeşit özelliğine göre değişim göstermektedir. Ancak normal kültürel tedbirlerin yapıldığı bahçelerden elde edilen ürünlerin genellikle %50-70'i çıtlak olmaktadır. Çıtlama işlemi halen özel Antep fıstığı pensleri ve çekiçlerle yapılmaktadır. Çıtlama işlemi genellikle kadınlar tarafından yapılmaktadır. Bir işçi günde 15-20 kg Antep fıstığı çıtlatabilmektedir. Gaziantep imalatı çıtlatma makinalarının çıtlatma kapasiteleri 8 saatte 210-400 kg dır. İri ve boylama yapılmış Antep fıstıklarının çıtlama randımanı daha yüksektir.

KAVURMA

Antep fıstığının en yaygın tüketim şekli kavrulmuş tuzlu Antep fıstığı şeklindedir. Kavrulmuş tuzlu Antep fıstığı, kavlak çıtlak Antep fıstıklarının, belirli bir derecesinde belirli tuz oranında, belirli süre karıştırılarak, kavrulmasıyla elde edilir. Kavurmadan önce Antep fıstıklarında boylama yapılırsa meyvelerin ısı ve tuz oranlarında bir örneklik sağlanmış olur. Öte yandan boylama Antep fıstıklarına albeni kazandırdığından mutlaka yapılmalıdır. Antep fıstıkları kavrulmadan önce, ön ısıtmaya tabii tutulmaktadır. İşletmeler kendi usullerine göre ısıtma süresini ayarlamaktadır. Islanan Antep fıstıklarına katılan tuz miktarı da işletmelere göre değişmektedir. Bazı işletmeler Antep fıstığı miktarının 1/4'ü veya 1/5'i kadar tuzu, kavurma kazanlarına koymakta ve tuz azaldıkça ilaveler yapılmaktadır. Bu şekilde hazırlanan fıstıklar genellikle fazla tuzlu olmaktadır. Dış satım için hazırlanan Antep fıstıkları tuz oranları iç piyasa için hazırlananlara oranla daha düşük tutulmaktadır.Tuz ve ısı miktarları antepfıstığı kalitesi üzerine etkili olması nedeniyle bu konu bir an önce standart hale getirilmelidir. Gaziantep'te tuzlu Antep fıstığı yapan işletmelerde, yaklaşık 25 kadar kavurma kazanı bulunmaktadır. Antep fıstığı kavurma kazanlarının kapasiteleri 200 kg kadardır. Kavurma kazanlarında çıkan Antep fıstıklarının soğuma şekli ve süresi de Antep fıstığı kalitesi üzerinde etkili olmaktadır. Soğutma işlemi işletmelerde farklı şekillerde uygulanmaktadır. Bazı işletmelerde serilerek soğutulmakta, bazılarında üst üste yığılarak bir gece bu şekilde bekletilerek Antep fıstığının yavaş yavaş soğutulması sağlanmaktadır. Bu şekilde Antep fıstığının kalitesinin daha yüksek olduğu iddia edilmektedir. Oysa en iyi soğutma şekli en süratli olanıdır. Bu da Antep fıstığının soğutma tünellerinden geçirilerek 5 dakika gibi çok kısa sürede soğutulmasıdır. Kavrulmuş Antep fıstıkları piyasaya iki kat torba içerisinde verilmektedir. Antep fıstıkları önce naylon torbaya sonra bez ve jüt çuvallara konmaktadır. Bez torbalar 60 kg jüt çuvallar 100 kg kavrulmuş tuzlu Antep fıstığı almaktadır. Dış satımlarda kavrulmuş Antep fıstıkları net 10 kg Antep fıstığı alan teneke kutulara konmaktadır. İki teneke kutu bir karton kutuya konularak 20 kg'lık ambalajlar halinde piyasaya sürülmektedir.

İÇ ANTEP FISTIĞI YAPIMI

İç Antep fıstığı yapımında ben düşmüş Antep fıstığı kullanılmaz. Buna göre daha ucuz olan boz Antep fıstığı iç yapımında kullanılır. Boz Antep fıstığı aynı zamanda yeşil içlidir. İç Antep fıstığı tüketiminde yeşil içli olma önemlidir. Kuru kırmızı ve sert kabuğundan ayrılan iç meyveler önce bozuk,ezik ve zararlı tahribatına uğramış olanlar seçilerek ayıklanır. Ayıklanmış iç meyvelerin yeşil görünüm kazanmaları için iç meyvenin dış kabuk zarları soyularak çıkarılır. Zarı soyulmuş meyveler dış etkenlerden daha kolay etkilendiği için muhafaza ve korunmaları daha fazla özen gerektirir. İç meyve zarının meyveden kolaylıkla soyulması için dış kırmızı kabuğun soyulması işleminde olduğu gibi, bunu da tohum zarının ıslatılması gerekmektedir. Tohum ıslatılması 110-120 derecedeki buharda 5-6 dakika bekletmekle sağlanır.Yumuşatılan iç meyveler özel yapılmış geniş yüzeyli eleklere serilerek kurutulur. Havalandırılan ve soğutulan meyveler lastik merdaneler arasından geçirilerek gevşek bir hale gelen meyve zarı soyulur. Soyulan zarların meyvelerden ayrılması titreşimli eleklerle olur. Üst üste konmuş eleklere serilir ve sıcak hava ile kurutulur.

MUHAFAZA

Antep fıstığında bileşiminde %50 den fazla yağ, %20 den fazla protein bulunmaktadır. Taze Antep fıstığında %41-42, kuru kırmızı kabuklu antepfıstığında da %3-5 oranında su bulunmaktadır. Ürünü depolama süresince, sıcaklık, nem ve ışık, meyve kalitesi üzerine etkili olmaktadır. Ürünün kendine özgü depolama koşullarına uyulmadığı takdirde bozulmalar hızlanmaktadır. Kuru kırmızı kabuklu Antep fıstığı sergi yerlerinde kurutulduktan sonra, işlenerek pazarlanıncaya kadar ambarlarda muhafaza edilir. Diğer tarım ürünlerinin muhafazasında gösterilen özen, maalesef Antep fıstığı muhafazasında gösterilmemektedir. Modern donanımlı Antep fıstığı muhafaza depoları yoktur. Birçok hallerde Antep fıstığı muhafazası ev veya işletmelerin kullanılmayan bir bölümünde veya ucuza kiralanan boş dükkan ve hangarlarda yapılmaktadır. Antep fıstığı meyvelerinin kırmızı kabuğu ile muhafaza etme alışkanlığı da meyveyi dış koşullarının zararından korumakta ve güvelenmeyi engellemektedir.

Depolama Süresi

Sert kabuklu meyveler 1-10 C'de ve %65-75 bağıl nemli koşullarda kabuklu olarak 9-24 ay, 1-10 C'de ve %65-75 bağıl nemde 1 yıl, vakum ve gazlı ambalajlarda 1-10 C'de 1-2 yıl , donmuş olarak -18 C'de 3 yıl kadar muhafaza edilmektedir. Öte yandan iç Antep fıstığı parşömen kağıdı ile kaplanmış karton kutu içerisinde 12-14 C, derecelerinde %50-60 bağıl nem koşullarında 14 ay, aynı sıcaklık ve % 75-80 bağıl nemde ise 4 ay süreyle muhafaza edileceği bildirilmiştir

Kaynak: http://www.gaziantepgazeteciler.org.tr/fistik.htm

Antep Fıstığının Hasatı

Antep fıstığında hasat, meyvelerin hasat olumuna geldikleri zaman yapılmalıdır. Bu dönemde meyve dış kabuğu saydamlıktan matlığa dönüşmekte, kırmızı kabuk yumuşayarak sert kabuktan kolayca ayrılmakta, kemik kabuk çıtlamaktadır. Fizyolojik olgunluğa erişen meyvelerde meyve kuru iç ağırlığı ile yağ miktarı en yüksek düzeydedir. İşte bu dönemde, yaklaşık bir hafta içerisinde hasat tamamlanmalıdır. Bu kritik dönemden önce veya sonra yapılan hasatta, meyvede gelişmemiş iç, bozuk renk ve çekici olmayan bir görünüm oluşmaktadır. Bu nedenle fizyolojik olum döneminin tesbiti kaliteli ürün elde etmek için çok önemlidir. Bu dönem genellikle Güneydoğuda Ağustos ayı sonları ile Eylül ayı başlarında; Fırat vadisi gibi daha sıcak yörelerde olgunlaşma Ağustos ayı ortalarında; Suvarlı gibi yüksek rakımlı bölgelerde ise Eylül ayı ortalarında tamamlanmalıdır.

Erken hasat yapıldığında,meyve içleri yeşil renkli olur. İç ve dış pazarlarda yüksek değer buluyorsa da, meyve kurutulduğunda, içler büzüşmekte, şekil ve görünüş bozuklukları oluşmakta, ayrıca da iç meyve randıamını düşmektedir. Geç hasat yapıldığında kırmızı kabuk büzüşmekte ve kurumaktadır. Öte yandan iç meyve renginde açılmalar, kalitesinde bozulmaların yanı sıra hayvan ve haşere zararları artmaktadır (Karaca,1988). Antepfıstığında meyveler bileşik salkımlar üzerinde bulunmaktadır.

Antepfıstığı salkımlarında bulunan meyveler aynı zamanda olgunlaşmazlar.Olgunlaşma önce salkımın uç kısmında bulunan meyvelerde başlar.Genellikle ilk önce olgunlaşan meyveler hasat zamanından önce ağaç altına dökülürler. Ağaç altında gölgede kuruyan bu meyveler daha gösterişli ve lezzetli olurlar. Bunlar ayrıca toplanır ve hiçbir işlem yapılmadan çerezlik olarak satılır. Öte yandan ağaç altı meyve dökümleri aynı zamanda hasat döneminin saptanmasına yardımcı olmaktadır. Ağaçlar meyvelerinin %1-3'ü yere döküldüğünde hasada başlanabilir. Antep fıstığı hasadı cumbaların (fıstık salkımı) elle koparılması ile yapılır. Cumbaların salkım eğiminin ters yönünde ve salkım sapının dalla birleştiği yerden koparılmasına özen gösterilmelidir. Salkımı daldan koparmadan meyveleri tek tek seçerek hasat yapmak doğru değildir. Hasat bu şekilde yapılırsa ağaç üzerinde ağaç üzerinde salkım sapları ve boş meyveler kalmaktadır. Ağaçta kalan bu artıklar zararlılar için uygun bir barınak teşkil edeceğinden mutlaka koparılmalıdır. Ağaç dallarını sallayarak veya sopalarla dallara vurarak hasat yapmak doğru değildir. Bu şekilde yapılan hasatta ağaç dalları zedelenip kırılabilir. Neticede gelecek yılın mahsul gözleri zarar görebilir. Olgunlaşmış meyveye "ben fıstık" denilir. Bunlar salkımlardan kolaylıkla ayrılırlar. Dökülmeyenler elle seçilip ayıklanır. Salkım ve diğer artıklar bahçede bırakılmayıp bir yerde toplanarak yakılmalıdır. Toplanan meyveler sandık ve çuval içerisinde sergi yerine taşınır. Plastik çuvallar meyvelerin kızışmalarına neden olacağından kullanılmamalıdır. Yaş meyveler çuvallarda uzun süre bekletilirse kısa sürede küflenme oluşmaktadır. Meyvelerin yaşken kırmızı kabuğundan ayrılıp kavlak olarak kurutulmasıyla, kabuk rengi daha beyaz çıtlama aralığı geniş olmaktadır. Böylece kalite artmaktadır. ABD'de ürünün tamamı mekanik olarak hasat edilmektedir. Meyveler dallardan titreşimle ayrılmaktadır. Mekanik hasat çok büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Yaklaşık 2 dakikada üç ağacın ürünü toplanmaktadır. Ülkemizde Antep fıstığı hasadı elle yapılmaktadır. Hasat dönemi başlamadan önce ağaç altları temizlenir, toprak bastırılır. Bu şekilde yere düşen meyvelerin zarar görmeleri önlenir. Hasat esnasında önce, yere düşen meyveler toplanır. Sonra ağaç altına şallar serilir. Üç ayak merdivenler yardımı ile hasat yapılır. Hasat edilen meyvelerin ayıklanıp, kurutulduğu yerlere sergi yeri denilmektedir. Meyvelerin ağaçtan koparılıp, muhafaza için ambara girinceye kadar yapılan, taneleme, ayıklama ve kurutma işlemlerine sergi yeri işleri denilir. Sergi yerleri genellikle Antep fıstığı bahçelerinin içerisinde olur. Çoğunlukla sıkıştırılmış toprak sergi yerleri kullanılmaktadır. Sergi yerlerinin daha sağlıklı olması bakımından beton sergi yerleri tercih edilmelidir.Ayrıca sergi yerleri bol güneş alacak şekilde hafif meyilli olmalıdır. Sandık ve çuvallar içerisinde sergi yerlerine getirilen meyveler ikinci kez ayıklanırlar. Burada Antep fıstıkları ben, boz ve boş (fış) diye üç kısma ayrılırlar. Ben Antep fıstığın meyve içi tam dolu çıtlama oranı yüksek ve albenisi fazladır. Boz Antep fıstığı açık renkli, meyve içi genellikle az gelişmiştir. İç meyve rengi yeşildir. Yeşil içlilik aranılan bir özelliktir. Bu nedenle boz Antep fıstıkları iç meyve işleyen işletmeler tarafından satılmaktadır. Boş meyvelerin dolu danelerden ayrılmaları gerekir. Maalesef ülkemizde elle veya suyla boş ayrımı yapılmaktadır. Suya atılan meyvelerin boş olanları hafif oldukları için su yüzeyinde dolu olanlarda dip kısımlarda toplanır.Bu işlem süratle yapılarak meyvenin su ile temasının mümkün olduğu kadar kısa sürede olması sağlanmalıdır. Fakat en ideal şekli mekanik olarak ayırmaktır.Sergi yerlerinde meyveler serilerek kurutulur.Kurutma işlemi çok önemli ve ürün kalitesine doğrudan etkilidir. Serim kalınlığı 3-5 cm'yi geçmemelidir. Serim kalınlığı kurumanın sıhhatli olmasına ve kuruma süresine etkilidir. Küflenme ve bozulmaların olmaması için sergi sık sık karıştırılmalıdır. Özellikle toprak sergi yerlerinde; Antep fıstığının en önemli hastalıklardan biri olan Escheria colli basili, meyve kabuğunda oluşan çıtlaklara kolaylıkla yerleşmektedir. Taze meyveler kuruyunca genelikle %45-50 oranında su kaybına uğramaktadır. Kırmızı kabuklu Antep fıstığı kurutulduktan sonra en fazla %6-7 oranında nem içermektedir. Kurutulma meyveler eleme işlemi yapıldıktan sonra 50-70 kg' lık jüt çuvallara doldurularak muhafaza edilmelidir.

Antep Fıstığı - 3

Pistacia cinsinin hemen bütün türlerine sert kabuklu fıstık denirse de bu isim doğru olarak sadece "pistacia vera L. türüne verilir. Pistacia cinsi içerisindeki 10 veya daha fazla sayıdaki türlerden sadece Pistacia vera L. (antepfıstığı) ticari alanda değere sahip olup, kuruyemiş olarak alınıp satılan ve meyveleri yenen bir ürün olarak kabul edilir. Antep fıstığının bütün türlerinin meyveleri kemik gibi çok sert kabukludur. Antep fıstığının dünya üzerinde iki vatanı vardır. Bunlardan biri Anadolu, Kafkasya, İran ve Türkmenistan'ın yüksek kısımlarını içine alan yakın doğu gen merkezi, diğeri de Orta Asya gen merkezidir. Antep fıstığının kültür formlarının gen merkezi ise Anadolu, İran, Suriye, Afganistan ve Filistin olduğu bildirilmektedir.


Yurdumuz Antep fıstığı üretimi 1961 yılında 11 ilde gerçekleştirilirken, şu anda 55 ilde üretim yapılmaktadır. (Kuru,1986) 1951 yılında 5.527 milyon adet civarında bulunan ağaç varlığımız, 1985 yılı kayıtlarına göre 31 milyonu aşmıştır. Ağaç varlığındaki bu artışa paralel olarak meyve üretimi de büyük artış göstermiş, 1950 yılında 3.305 ton olan kavlak fıstık üretimimiz, 1985 yılında 35.000 tona ulaşmıştır. (DİE,1985) Güneydoğu Anadolu bölgesi Antep fıstığı üretimi bakımından Türkiye Antep fıstığı üretiminin %94.2 sini (32.986 ton) karşılar. Bölge üretiminin, %80.3'ü (26.498 ton) ve Türkiye üretimini %75.7 si yanlız Şanlıurfa ve Gaziantep illerimizden sağlanmaktadır. (DİE,1985)Antep fıstığı,memleketimizin önemli ihraç ürünlerinden biri olup, her yıl gerek yabanilerin (melengiç gibi) aşılanmalarıyla ve gerekse çöğürlerle tahsisine çalışılan plantasyonlarla gelecekte daha da geniş sahalar üzerinde ziraatı yapılıp çiftçimizin kalkınmasında olduğu gibi, döviz temininde de önemli rol oynayacaktır. Memleketimizde Antep fıstığı kültürünün gelişmesini zorunlu kılan çeşitli sebepler vardır. Anadolu, Antep fıstığının en önemli gen merkezlerinden birine dahildir. Hakkari ve Artvin'den Çanakkale'ye kadar aşılanmak suretiyle kültüre alınmaya elverişli anaçlar kesif şeritler halinde birbirlerini takip ederler. Bu anaçların bulundukları sahalarda ekseriya başka hiçbir bitkinin yetişmesine, yetişse dahi buralarda ekonomik olarak kültüre imkan yoktur. Antep fıstığı yabanilerinin bulunduğu meyilli, kayalık, kireçli ve kıraç sahalarda başka kültür bitkileri yetişemediği içindir ki, bu topraklar üzerinde yaşayan köylümüzün geçim sıkıntısı içerisinde olduğu bir hakikattır. Mevcut yabani agaçların aşılanmaları suretiyle köylümüzün geçim standardının yükseleceği, başka hiçbir şekilde değerlendirilmeyen bu kayalık arazilerin kıymet kazanacağı ve beklenilenin üstünde dövizin memleketimizde sağlanacağı muhakkaktır. Memleketimizin Antep fıstığının gen merkezi içinde bulunuşu, yabani ağaç miktarı yönünden zengin bir potansiyele sahip oluşu, iklim ve toprak istekleri bakımından diğer meyve türlerine nazaran fazla seçici olmayışı bu ürünün yetiştirilmesini mümkün kılmaktadır.
Antep fıstığı meyvesi fındık, badem ve yer fıstığı gibi yağlı meyvelerle mukayese edildiğinde; protein bakımından %22.6, karbonhidrat bakımından %15.6 ve kalori değeri bakımından 3250 ile birinci, %54.5 yağ oranı bakımından fındıktan sonra ikinci sırayı almaktadır. Bu kadar yüksek besin değeri ve çerez olarak her yerde aranılan bir meyve, ayrıca dünya kültürünün yayıldığı yerlerin sınırlı oluşu nedeniyle Antep fıstığı, iç ve dış pazarlarda hep alıcı bulabilir duruma gelmiştir. (Bilgen 1968)

Antep Fıstığı - 2

Fıstık ağacı uzun ömrü boyunca bakım ve budama ile görkemli iri bir ağaç durumunu alır. Aslında dışa açılarak gelişen dalları, gri renkli yaprakları ile güzel bir görünüm arzeder. Park ve bahçelerde süs ağacı olarak da kullanılabilir.

Meyvelerini salkımlar şeklinde, pembe renkleriyle sergileyen fıstık ağacının verimi diğer benzer ürünlere göre daha fazla değildir. Fakat çok lezzetli ve besleyicidir.

Bademler gibi soğuklara dayanan ağaç, baharda daha yüksek derece soğuklarla uyarılmaktadır. (şoklanma)

Yurdumuzun Gaziantep ve yörelerinde istediği ortamı bulan bitki, ekonomik verimliliğini yurdumuzda arttırmış bulunmaktadır.

Ağaç budama bakım durumuna göre 6 ila 9 metre boylanır. Ürün yaşı 7, ömrü 50 yıldır. Soğuk isteği orta, aşıya uyumu iyidir. Biçimlendirme ve kapta yetiştirmeye uygun değildir.

Antep fıstığının kurağa ve kötü iklim koşullarına duyarlılığı fazladır. Diğer ağaçlar gibi bitkinin normal bakımı, suyunun verilmesi onun verimini etkiler. Antep fıstığı ağacının tepesi basık ve yuvarlaktır. Budanması, bakımı zor değildir. İlk budama ve şekil verilmesinden sonra her yıl budamaya gerek bırakmaz. Ancak ölü dallar alınır, biçimlendirilir. Esas budamada 4-5 kol üzerine dallar kurulur, geliştirilir.

Çiçekleri, erkek ve dişi olarak iki ayrı ağaçtadır (dioecious). Bu durumda aşı yoluyla ağaçlarda her iki çiçek dalı bulundurulmalı ya da, iki ayrı ağaç aynı yerde hazır olmalıdır.

Çeşitleri erkek ve dişi olarak ayrılır. Amerikan "Peter" erkek fıstık, gösterişsiz, çelimsizdir. "Kerman" dişi ağaç, verimli ve gösterişlidir.

Hasat için fıstığın üst kabuğunun gevşemesi lazımdır. Ağaçları silkeleyerek fıstıkları almak gerekir. Alınan fıstıkları suya koyup, kabuklarını yumuşatırlar, sonra da güneşe maruz bırakıp, bu kabukları çatlatıp ayırırlar.Fıstıkları tuzlu suda birkaç dakika kaynatıp, çıkarıp kurutmak kabuk ayırımının diğer bir yönetimidir. Plastik torbalarda ambalajlanan fıstıklar 5-6 hafta sürerken, dondurulmuş ürün aylarca kalabilir. Çeşit olarak, tombul fıstık, kaba, dolgun yapılı, ağaç üzerinde kendiliğinden çatlar, içi kuru, rengi sarıdır. Sivri fıstık ise, ince uzun yapılı, içi yağlı, yumuşak, yeşil sarı tonludur.

Kaynak: Meyvecilik, Genel Tarımı Prensipleri ve Pratik Meyvecilik Yöntemleri, Ziya Kütevin - Eshar Kütevin, İnkilap kitabevi

Antep Fıstığı

Antepfıstığı veya şam fıstığı (Pistacia vera), sakız ağacıgillerden, kabuklu bir meyvedir. Antepfıstığı ağacından yetişir, yağlı, ince kabukludur. Tatlıcılıkta ve eczacılıkta öksürük şurubu yapımında kullanılır. Lezzetli tohumları sevilerek tüketilir. Gaziantep bölgesinde yetiştirilir.


Kaynak: Wikipedia